Maltepe Adak
Allah'a ibadet etmesi gerekmese bile helâl olan bir şeyi yapmaya karar vermesine, böyle bir şeyi yapmasına ve Allah'a onu yapacağına dair söz vermesine denir.
Allah'ın rızasını kazanmak ve O'ndan yardım istemek için yapılan bu ibadet, genel olarak bütün tek tanrılı dinlerde görülmektedir. Kuran'da Hz. Meryem kıssasında annesinin şöyle deyip adak adadığı belirtilir: "İşte İmran'ın karısı şöyle dedi: 'Rabbim, karnımda taşıdığım çocuğu sana hizmete adadım. . Bunu benden kabul buyur. , Ya Rabb'im Allah'ım sen her şeyi çok iyi işitir ve çok iyi bilirsin." (Âl-i İmran, 3/35) Ve yine Hz. Bugün kimseyle konuşmayacağım konuşmak için. Merhametli Allah'la birlikte." (Meryem, 19/26) Sadece tek tanrılı dinlerde değil, kısmen tek tanrılı dinlerin özelliklerini ve kalıntılarını taşıyan bazı toplum ve dinlerde de adak bulma inancının Yahudiler ve Hıristiyanlar arasında da yapıldığı bilinmektedir.
Kur'an'da adak ile ilgili bazı hususlara değinilse de, bu konuda bir emir veya yasak yoktur. Ancak daha sonra tartışılacağı gibi, adaklar yapıldıktan sonra yerine getirilmelidir.
Allah Resûlü (s.a.v.) bazı hadislerde, bunların Allah'a itaate dayalı olarak adaklar yapıldıktan sonra yerine getirilmesi gerektiğini bildirmiştir. (Tercüme ve tefsir Tecrid-i Sarih, XII, 226 vd.) Peygamber tarafından yasaklandıklarını iddia edenler olmakla birlikte, bu adaklar, insanları kaderden muaf tutmaya teşvik eden anlayışlara dayanmaktadır. Madem ki, yapıldıktan sonra yapılması kesin olarak emredildiğine ve bu konuda açık hükümler bulunduğuna göre, yasak olan bir şey yapıldıktan sonra yerine getirilmesi gerekiyorsa bu yasak nasıl açıklanabilir?
İtaat, yemin kefareti gibi, kişinin İslami kurallara uymasına bağlıdır. Bu yemini etmezse, tarikatı ihmal ettiği için İslam Devleti yetkilileri onu buna zorlayamaz. Ancak Cenab-ı Hak onlara Kuran'da "görevlerini yerine getirmelerini" (Hacc, 22/29) emretmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder